Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Dost meclislerindeki gönül sohbetlerinin yerini artık sosyal medya tartışmaları aldı. Mekke’de Beytullah’da, Medine’de Mescid-i Nebevi’de dahi insanlar, ibadet, kıraat ve tefekkürle meşgul olmak yerine telefonlarıyla vakit geçiriyorlar. Hayatımızı kolaylaştırması gereken teknoloji maalesef giderek bizi hayattan koparıyor” sözleriyle dikkati çektiği aşırı cep telefonu kullanımı, istatistiklere de yansıdı.
AA muhabirinin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) pazar verilerinden yaptığı hesaplamalara göre, 2017 yılı ikinci çeyreği itibarıyla Türkiye’de yaklaşık yüzde 96 penetrasyon oranına karşılık gelen toplam 76 milyon 616 bin 147 mobil aboneye ulaşıldı.
Türkiye elektronik haberleşme sektöründe sabit ve mobil işletmecilerin oluşturduğu toplam trafik dağılımına bakıldığında yıllar itibarıyla mobil arama trafik miktarı artarken sabit arama trafik miktarının düştüğü görüldü.
Mobil trafik miktarı 64 milyar dakikaya yaklaştı
İkinci çeyrekte toplam mobil trafik miktarı 63,84 milyar dakika olurken, sabit trafik miktarı ise yaklaşık 1,91 milyar dakika olarak gerçekleşti. Bir önceki üç aylık döneme göre, mobil trafik miktarı yüzde 6,5 arttı, sabit trafik miktarı yaklaşık yüzde 9 azaldı. Trafiğin yüzde 93,2’sini mobilden konuşma oluşturdu.
Türkiye, bu yılın ikinci çeyreğinde kişi başına 441 dakika olan ortalama aylık mobil kullanım süresiyle Avrupa ülkelerine kıyasla en fazla mobil telefonla görüşme yapan ülke oldu.
Avrupa ülkeleri arasında 2012’den beri cepten en fazla görüşme yapan ülke konumundaki Türkiye, en yakın takipçileri Makedonya (295), İtalya (271), Romanya (270) ile arayı açtı.
Mobil abone başına aylık ortalama konuşma süresinde Avrupa ortalaması ise 251 dakika olarak gerçekleşti.
Abone başına elde edilen aylık gelir anlamına gelen “ARPU” rakamları ise Batı Avrupa ülkelerinde Haziran 2017 sonunda 19,30 avro seviyelerinde iken, Türkiye’de 7,17 avro oldu.
Bu arada, GfK ve DigitalTalks araştırmasına göre, Türkiye’deki akıllı telefon kullanıcıların yüzde 59’u, bu cihazların hayatlarının önemli bir parçası olduğunu ancak dozunda kullandıklarını düşündüğünü belirtti.