Türkiye’nin önemli senaristlerinden biri olma yolunda ilerleyen Songül Sarıtaş ilk ciddi senaryosu üzerinde çalışmaya başladı.Senaryonun olağandan biraz farklı olduğunu söyleyen Sarıtaş; tamamen gerçek hayattan uyarlandığını, kendi yaşadığı korku ve zorlukları senaryoya döktüğünü belirtti.

Ortaokul dönemlerinde hikaye yazma yeteneğini keşfettiğini vurgularak, o dönemlerden beri en büyük hayalinin senaryo yazmak olduğunu belirten Songül Sarıtaş;
” Okul hayatım boyunca senaristliğe büyük ilgim vardı. Kendimi geliştirmek için okuldan kaçarak sinema ve tiyatrolara giderdim. Lise eğitimimi Vehbi Koç Lisesi’nde tamamladım ve lise eğitimim sırasında 4 yıl boyunca tiyatro ve folklor eğitimlerine de katıldım,erken yaşlarda aldığım bu eğitimler sayesinde sinema ve tiyatroyu daha çok sevdim, gelecek hedeflerim arasında ilk sıralarda taşıdım.” diye anlattı.

Mükemmeliyetçi bir ruha sahip olan Sarıtaş yenilikçi ve üretken fikirler sunmayı hedefliyor, bunu yaşam şekli haline getiriyor. Yaptığı her yolculuk ve seyahatlerle kendisine yeni bir tecrübe ve bilgi katıyor. Çalışmalarına başladığı ilk ciddi senaryosu ile de farklılık ve gündem yaratacak bir konuyu ele alacak. Senaryosunu kendi gerçek hayatından esinlenerek korku ve gerilim ağırlıklı olarak izleyen herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği, herkesin hayatında yaşadığı zorlukları, aynı zamanda bu sıkıntıları yaşayanların sorunlarına çözümler bulacağı yol gösterici bir ışık olarak görüyor. Senaryonun tamamen gerçek bir hayatı anlatıyor olması ve geliştirilmiş bakış açısı ile yazılması izleyiciler üzerinde ki etkiyi dahada arttırıyor. Alışılagelmiş korku ve dram filmlerinde genellikle ana tema olarak kullanılan ve asıl amaç seyirciyi ağlatmak olarak görülen bakış açısının aksine, insanların bir filmi izlemekten daha çok o filmde bir şeyler bulmasını sağlamak, kendi hayatlarına bir fikir katmayı amaçlamak ve yarar sağlayabilmek üzerine yazılan bir senaryodan bahsediyoruz.

Sarıtaş; ” Kendi yaşadığım zorlukları bir senaryoya dökmek ve bunu bir film olarak izleyiciye sunmak fikrinin ilahi bir güç ile olduğuna inanıyorum.” şeklinde belirtti. Kendisinin ve bu sıkıntıları yaşayan diğer kişilerin olduğunu bilmek, bu sıkıntıların başkaları tarafından daha kolay şekilde çözülmesine yardımcı olmak düşüncesi ona bu senaryoyu yazarken ayrı bir güç kattığını vurguluyor. Tamamen gerçek bir hayatı konu alarak uyarlanan senaryonun başarısız bir kadro, yönetmen yada çalışanlarla yapıldığında asıl verilmesi gereken duyguların yansıtılamayacağını düşündüğü içinde bu konuda çok itina göstererek seçici davrandığını belirtiyor.

İlknur Yılmaz/ HARBİ GAZETE