İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, kapatılan Zaman gazetesi çalışanının evinde bulunan dokümanın, “salıverme kumpası”na ilişkin örgütün elebaşı Fetullah Gülen‘in verdiği en somut talimat belgesi olduğunu bildirdi.
Fidan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, kapatılan Zaman Gazetesi Görsel Yönetmeni Grafik Tasarım Sorumlusu Fevzi Yazıcı’nın evinde ele geçirilen dijital materyaller arasında yer alan doküman hakkında da bilgi verdi.
Başsavcı Fidan, dokümanın, örgütün “salıverme” kumpasına (Nisan 2015) ilişkin terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in örgüt mensuplarına verdiği en somut talimat belgesi olduğunu belirtti.
“Bu sözde dava üzerinden 17/25 Aralık süreci, MİT tırları ihaneti ve sözde Selam Tevhid örgütünün meşrulaştırılmaya çalışıldığını” ifade eden Fidan, bunun, kumpasların Türkiye ayağında görev alan FETÖ’cü emniyet ve yargı mensupları ile bunlarla iş birliği içerisinde çalışan yabancı istihbarat servisleri tarafından gerçekleştirildiğini anlattı.
Fidan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra örgütün medya yapılanmasına ilişkin hakkında gözaltı kararı verilen 52 kişi arasında bulunan kapatılan Zaman Gazetesi Görsel Yönetmeni Grafik Tasarım Sorumlusu Fevzi Yazıcı’nın 27 Temmuz 2016’da yakalandığını ve açılan davada hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini anımsatarak, Yazıcı’nın evinde ele geçirilen dijital dokümanların incelendiğini anlattı.
“En somut talimat belgesidir”
Başsavcı İrfan Fidan, “Yazıcı’nın evinde ele geçirilen dijital materyaller arasında yer alan doküman, örgütün ‘salıverme’ kumpasına ilişkin terörist başı Fetullah Gülen’in örgüt mensuplarına verdiği en somut talimat belgesidir. Bu talimatı alan örgüt yöneticileri Mustafa Başer ve Metin Özçelik, tüm FETÖ üyesi şüphelileri (63 kişi) 25 Nisan 2015’te tahliye etmiştir. Bu şüpheliler arasında Hidayet Karaca, Ali Fuat Yılmazer, Nazmi Ardıç, Yurt Atayün, Ömer Köse, Yasin Topçu ve sözde ABD’deki davada tanıklık yapan Hüseyin Korkmaz da bulunuyor. Bu usulsüz tahliye kararı, (aynı gece) İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği’nce yok hükmünde sayılmış ve bu örgüt üyeleri tahliye edilmemiştir.”
“Belgede terörist başının imzası var”
FETÖ’cü Hüseyin Korkmaz’ın “ByLock” kullanıcısı olduğunu anımsatan Başsavcı Fidan, Korkmaz’ın eşi, Nazmi Ardıç’ın eşi, Ali Fuat Yılmazer’in eşi ve darbe teşebbüsüne katılan bir TSK mensubunun eşinin birlikte 25 Ocak 2015’te ABD’ye gittiklerini söyledi.
Dijital materyalleri incelenen Fevzi Yazıcı’nın şu anda sorgusunun devam ettiğini belirten Başsavcı Fidan, Yazıcı’nın 8 Nisan 2015’te Amerika’ya gittiğini, 18 Nisan 2015’te ise tekrar ülkeye giriş yaptığını anımsatarak, söz konusu örgüt üyesi tarafından verilen tahliye kararlarının da 1 hafta sonra gerçekleştiğini vurguladı.
Yazıcı’nın söz konusu Fetullah Gülen imzalı yazılı talimatı içeren belgeyi yanında getirdiğini kaydeden Fidan, söz konusu belgede terörist başı Gülen’e ait imzanın, yine Yazıcı’dan ele geçirilen saat ve çekte yer alan imzalar ile aynı olduğunun anlaşıldığını söyledi. Yazıcı’nın yanında getirdiği diğer belgeler ile ilgili sorgulamasının devam ettiğini, 100’e yakın flash diskin ele geçirildiğini aktardı. Fidan, söz konusu talimatı içeren belgenin de ABD’deki yargılamaya girdiğini anımsattı.
Fevzi Yazıcı hakkında müebbet hapis cezası istendi
Fevzi Yazıcı, 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla Mehmet Altan, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da aralarında bulunduğu 7 sanıklı davada sanık olarak yer alıyor.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 11 Aralık Pazartesi günü verilen mütalaada Yazıcı’nın, “anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Tutuklu yargılanan Yazıcı, söz konusu konuya ilişkin savcılıktaki sorgusu devam ettiği için son duruşmaya katılmadı.
Hüseyin Korkmaz, 9 Şubat 2016’da tahliye edildi
ABD’deki davada tanıklık yapan FETÖ mensubu Hüseyin Korkmaz ise “17 Aralık kumpas” ve “25 Aralık kumpas” davalarında firari sanık olarak bulunuyor.
Korkmaz’ın, ”silahlı terör örgütüne üye olma”, ”Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme”, ”hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek” suçlarından hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Hüseyin Korkmaz, “25 Aralık kumpas” davasında tutuklu yargılanırken, 9 Şubat 2016’da yapılan 2. duruşmada oy çokluğuyla tahliye edilmişti. Korkmaz, cezaevi çıkışında “Hiç görev almadım, alakamın hatta bilgimin bile olmadığını, herkes gibi medyadan 25 Aralık tarihinde öğrendiğim bir dosya ile ilgili 17 ay 10 gündür tutukluydum. İlk defa hakkımda adil bir karar verildi.” ifadesini kullanmıştı.
ABD’deki davada verdiği tanık ifadesinde, ABD Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) kendisine 50 bin dolar verdiğini ve ABD’de oturduğu evin kirasını ise savcılığın ödediğini söyleyen Korkmaz, ABD’ye geldiği günden beri hiç çalışmadığını ancak çalışma başvurusunda bulunduğunu ve iki hafta önce olumlu yanıt aldığını anlatmıştı. ABD hükümetinden yardım alıp almadığı sorusuna Korkmaz, “Savcılık 3 defa 300 dolar, toplamda 900 dolar verdi. FBI 50 bin dolar verdi. Oturduğum apartmanı savcılık tuttu, kirasını savcılık ödüyor.” yanıtı vermişti.
Firari Korkmaz, pazartesi günü verdiği ifade de ise Şubat 2016’da serbest bırakıldıktan sonra ağustosta Türkiye’den nasıl kaçtığı hakkında bilgiler vermiş ve 17 Aralık operasyonuna ait belgeleri nasıl beraberinde kaçırdığını anlatmıştı. Kokmaz, deliller ve ailesiyle beraber Türkiye’den kaçışını “Bir kaçakçı buldum, beni kaçırmasını istedim. Kara sınırından kaçtım.” sözleriyle anlatmıştı.
İlk girdiği ülkeden pasaport temin edemediğini, başka bir ülkeye geçtiğini ve orada da pasaport alamadığı için üçüncü bir ülkeye gittiğini ifade eden Korkmaz, bu ülkede kendi adına düzenlenmiş bir pasaport edindiğini anlatmıştı. Bu ülkelerden Türkiye’ye iade edileceğinden korktuğunu belirten firari FETÖ üyesi Korkmaz, daha sonra ABD’ye kaçmaya çalıştığını anlatmıştı. Korkmaz, Amerikan emniyet kuvvetleriyle irtibata geçtiğini, onların “katkısıyla” ABD’ye kaçtığını ve beraberinde getirdiği delilleri havalimanında teslim ettiğini belirtmişti.
İddianamedeki suçlamalar
Hüseyin Korkmaz hakkında iddianamede yer alan bilgilere göre, davanın diğer sanıkları Mehmet Fatih Yiğit’in 17 Aralık operasyonunun Komiseri Hüseyin Korkmaz’a “Ben ‘Dönemin Başbakanı’ şeklinde yazıyorum.” dediğinde, Hüseyin Korkmaz’ın da bu durumu memnuniyetle karşıladığı belirtiliyor.
Yine sanık Korkmaz’ın, davanın iddianamesinde, sanık polislerin kendi arasında kullandığı belirlenen spark yazışma programında “Nefes aldırmayacağız, tüm kabineyi buraya toplayacağız.” şeklinde yazdığı bilgisi yer almıştı.
Takipsizlikle sonuçlanan “17 Aralık soruşturması”nda kumpas kurup usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla terör örgütü FETÖ’nün firari elebaşı Fetullah Gülen ile eski emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 5’i tutuklu 67 sanığın yargılandığı davanın 8 Haziran 2017’de yapılan duruşmasında, aralarında Hüseyin Korkmaz’ın da bulunduğu tutuksuz 5 sanık hakkında FETÖ’nün şifreli mesajlaşma programı olan “ByLock” kullanıcısı olduğunun belirtilmesi üzerine tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı.