Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İslam İşbirliği Teşkilatı(İİT) Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed El Useymin ile İİT Olağanüstü Zirvesinin kapanışında yapılan basın toplantısında konuştu.
Abbas, zirveyi başarıyla sonuçlanmış ender İslami zirvelerinden bir tanesi olarak gördüğünü belirtti.
ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararıyla aslında kendi kendine aykırı davrandığına dikkati çeken Abbas, kararın uluslararası hukuka da aykırı olduğunu ifade etti. Abbas, kararın ardından dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar her yerde eylemler yapıldığını anlattı.
“Filistin hem Müslüman hem de Hristiyanlara ait”
Özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 14 üyesinin de bu karara karşı tepki gösterdiğini hatırlatan Abbas, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da hızlı biçimde gerçekleştirdiği bu zirvenin, İslam dünyasının harekete geçmesinin ilk adımı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Bizler, bundan sonra Filistinliler olarak ABD’yi çözüm süreci içinde arabulucu olarak kabul edemeyiz. Çünkü bugün itibarıyla bir arabulucu için en basit ve açık olan tarafsızlık şartını yitirmiştir. BMGK’ya gideceğiz ve bu kararın iptali için başvuracağız. Öte yandan, İsrail’in Güvenlik Konseyine yeterli şartlara sahip olmadığı için üye olmaması gerekiyor. Bunun için de konseye gideceğiz.
‘İslam dünyası Kudüs’e ne sunabilir’ dedik. Kudüs’e karşı boykot asla kabul edilebilir birşey değil. Eğer Kudüs’ü korumak istiyorsak oraya ve halkına karşı boykot uygulayamayız. Şu farkı çok iyi bilmemiz gerekiyor, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi bir konu, Kudüs’ün ziyareti başka bir konu. Kudüs’e gelip orada Filistinlileri ziyaret eden kişiler orada İsrail’e destek vermiyorlar. Dolayısıyla burada bütün İslam ülkelerinin somut projeler ve desteklerle Kudüs halkının yanında yer alması ve onlara yaşam ümidini aşılaması gerekiyor. Eğer bunu yapmazsak oradaki halk İsrail’in de istediği gibi halk topraklarını terk etmek zorunda kalacak. Biz Kudüs’ü taş ve toprak olarak görmek istemiyoruz. Biz içinde insanların ve yaşamın olduğu bir Kudüs istiyoruz. Dolayısıyla orada insanları korumalıyız ve bunu da yapmak için varlıklarını desteklemeliyiz. Bu bütün İslam ve Hristiyan dünyasının bir sorumluluğudur. Çünkü Filistin hem Müslüman hem de Hristiyanlara ait bir yer.”
Useymin: Birbirimizi kutlamalıyız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İslam ülkelerini böylesine önemli bir zirveye çağırması dolayısıyla en içten teşekkür ve takdirlerini ileterek sözlerine başlayan Useymin, “İslam dünyası olarak bugün ilan etmiş olduğumuz kararlardan dolayı birbirimizi kutlamalıyız.” diye konuştu.
Çok sayıda İslam ülkesinin bir araya gelerek, ABD yönetiminin almış olduğu karara karşı kınamada bulunduklarını ve sağlam bir duruş sergilemiş olduklarını dile getiren Useymin, yüzde yüz diyebilecekleri bir karşı koymanın söz konusu olduğunu ifade etti. Useymin, ABD’nin kararının sahada var olan hiçbir gerçeği değiştirmeyeceğinin altını çizdi.
Zirvedeki katılımcıların Kudüs’ün kırmızı çizgi olduğunu vurguladığını ve bunun hem Müslüman hem de Hristiyanlar için aynı değere sahip olduğunu söylediklerini belirten Useymin, katılımcı ülkelerin yanı sıra batı ülkelerinin de çözümün sadece iki devlet temelinde olabileceğini ifade ettiğini bildirdi. Useymin, aldıkları kararları tüm dünya ülkeleriyle paylaşacaklarını ve ayrıca konuya ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne çağrıda bulunacaklarını söyledi.