Çok uzun bir zaman sonra bir yazıya başlayıp, tekrar tekrar silip tekrar yazmaya başladığım bir köşe yazısı yazmayalı gerçekten uzun zaman olmuştu.
Ama bunun suçlusu Nami Esatgil tabi ki.
Senin ne haddine hem yönetmenliğini yaptığın hem oyunculuğunu yaptığın oyunda İpek Tanrıyar, Murat Tavlı ve Efsane Geçen gibi muhteşem oyuncuları bir oyunda toplamaya(!)
Hadi topladın bu muhteşem kadroyu ama ne haddine oyununda küfür ve argo olmadan hatta siyasilere bel altı vurarak prim yapmadan salondaki tüm izleyicilerin yüzlerini smile’a çevirmeye(!
Can Erik.
Kütür, kütür.
İpek Tanrıyar‘a çok kızdım. Sen birçok ünlü oyuncu ve mankenin tiyatro sahnelerinde konu mankenliği yaptığı o sahnede oyunculuğuna oyunculuk katıyorsun. Sahnede duruşun ile ben tiyatrocuyum diyorsun hiç anlamış değilim(!)
Ya sana ne demeli Murat Tavlı?
Ya insan bir tiyatro oyununda bir es’lik dahi olsa nefes almaz mı, ara vermez mi?
Nasıl bir performans, nasıl bir ciğer, nasıl bir oyunculuk bu, nasıl?
Şimdi seni bu oyunda izledikten sonra gözlerim No 309’u arayacak.
Artık oynayacağın her dizide senden bu performansı bekleyeceğim.
Size bir isim söylüyorum ve bu ismi aklınızın bir köşesine yazın.
Efsane Geçen.
Emin olun adı gibi Efsane olacak.
Resmen tüm seyirciyi kırdı geçirdi.
Evet, biraz tiyatroyu seviyorsanız, biraz gülmek diyeceğim ama yaklaşık 2 saat gülme garantili bir oyun olan “Can Erik”‘i sakın ama sakın kaçırmayın derim.
Alın eşinizi, ailenizi, sevdiklerinizi ve bu oyuna giderek yaşadığınız tüm streslerden arınıp evlerinize dönün.
Sanatın can çekiştiği bu dönemde sizlere bu oyunu sergileyen bu muhteşem oyuncuları avuçlarınız patlayana kadar alkışlayın.
Ben alkışlamakla kalmadım, sanatçılıklarından dolayı açık olan ceketimin düğmelerini bile ilikledim.